Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs 23, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ramazan ve oruç için bazı terimler

  Ramazan kelimesinin bir manası ‘sonbahar yağmuru’dur. Ramazan ayı ve oruç, sonbahar yağmurunun etraftaki tozları ve pislikleri götürüp temizlediği gibi günah kirlerini götürüp kalbimizi temizler. Ramazan kelimesinin ‘ ramad ‘ kelimesinden türediği de düşünülmüştür ki, bu da güneşin ısısından taşların yanıp kızması manasına gelir. İşte mümin de oruçla böyle yanar kavrulur ve günahları eriyip gider. İmsak Oruçlu olan insanın orucu bozan şeyleri yapmamaya başlaması gereken zamandır. İmsak vaktinde tan yeri ağarmaya başlar. İmsakla beraber artık oruç başlamıştır. Sahur Oruç tutmak için gecenin imsaktan önceki vaktinde yenen yemeğe sahur denir. Efendimiz bir hadislerinde “ Sahura kalkıp sahur yemeği yiyin. Zira sahurda bereket vardır. ” (Buhari, Savm 20) buyuruyorlar. Oruç İmsak vaktinden (ikinci fecir) akşam güneş batıncaya kadar hiçbir şey yememek, içmemek ve cinsel münasebette bulunmamaktır. İftar Orucun bitirilmesi gereken vakittir. Bu da akşam güneşin batmasıyla olur.

Edep - Haya - İffet

Sual: Edebin dinimizdeki yeri nedir? CEVAP Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, haya, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i şerifte, (Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor. Dinimiz, baştan başa edeptir. Edep, kulun kendisini Cenab-ı Hakkın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır. Hadis-i şerifte, (Sizin en iyiniz, ahlakı en güzel olandır) buyuruldu. Hazret-i Ömer, (Edep, ilimden önce gelir) buyurdu. Çok heybetli olmasına rağmen, edebinden, hayasından Resulullahın huzurunda çok yavaş konuşurdu. Peygamber efendimiz de, bir kimsenin yanında iki diz üzerine oturur, ona saygı olmak için mübarek bacağını dikip oturmazdı. Hadis-i şerifte, (Resulullahın hayası, bakire İslam kızlarının hayasından çoktu) buyuruldu. (Buhari) İbni Mübarek hazretleri, (Bütün ilimleri bilenin eğer edebinde noksanlık varsa, onunla görüşmediğime üzülmem, bunu kayıp saymam. Fakat edepli ile görüşemesem üzülürüm) buyurdu He

Edep ya Hu

Edep ya Hu!.. Zamanla değişik gruplardan, farklı perspektiflerden olumlu veya olumsuz fikirler çıkar. Bu anlayış yakın tarihe kadar böyleydi, uzak arada da değişmeyecektir. Bu birimlerin anlayışına göre kişisel görüşler mutlak kabul edilmelidir. Tüm mesele, sağduyu ve mantığı yitirmemektir. İslam’ı kabul eden, irdeleyen iman ehli için de bu kural geçerlidir. Birileri sadece Kuran’ı kabul eder, onlar için hadis’lerin hükmü yoktur. Bazılarına Kütüb-ü sitte uygundur, bunun dışında kalan hadisler geçersizdir. Kendine olan güveni sağladığını düşünen hadis’i kabul etmez, sağduyu blokajı içinde reddeder. Beri taraftakiler için sadece mezhep vardır. Rasulullah efendimiz’ in zamanında mezhep varlığı tartışılmaz iken koyu bir taasupla bu “ilke” Kuran ve Hadisin önünde kabul edilir. “Gerçek mürşid Kuran ve Resulullah” -Acaba Hz.Muhammed (s.a.v) hangi mezheptendi?.. Bir başka anlayışı benimseyenler daha nefs ve ruh ayrımını dahi yapamaz, Keşif ve Fetih denen bir takım olağanüstü özellikle