Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs 22, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

abdulkadir geylani öğütler

  Derdi sabırla karşıla Ey oğul! Sana herhangi bir dert geldiği zaman onu sabır eliyle karşıla ve devası gelinceye kadar sakin ol. Deva gelince de onu şükürle karşıla. Bu hale geldiğin zaman peşinen ebedi zevkli safalı bir hayatta olursun. Tevbe ile günah elbiseni çıkar Ey oğul! Nefis ile birlikte olma. Hevesinle birlikte olma. Dünya ile de birlikte olma. Öyle ise hemen günahlarına tevbe et, bir daha işlememeye azmeyle. Onlardan sıyrıl. Seri adımlarla Mevlana koş. Tevbe ettiğin zaman hem dışın, hem de için tevbe etmiş olsun. Tevbe, Allah'ın katında makbul kul olmanın temelidir. Halis bir tevbe ile ve Allah'tan hakikaten haya etmek suretiyle üzerindeki günah elbisesini çıkar, at. Dünya ile âhireti biraraya getir Ey oğûl! Dünya ile âhireti biraraya getir. Her ikisini de aynı yere koy. Kalbin dünya ve ahiret düşüncesinden arınmış olarak ve çırıl çıplak bir şekilde Mevlan ile tek başına ol. Allah'tan başka herşeyden arınmadıkça Ona yönelme. Halka bağlanıp kalarak Hakta

Kalbini helâl yemekle temizle

Kalbini helâl yemekle temizle Ey oğul! Helâl yemek suretiyle kalbini temizle. İşte o zaman Rabbini tanırsın. Lokmanı, elbiseni ve kalbini temizle. İşte o zaman safi, temiz olursun. Henüz vakit geçmeden kalbinle Rabbine dön. Sen iyi kimselerin hallerini dilinle anlatmak ve o halleri de kendin için temenni etmekle yetindin. Tıpkı avucuna suyu alıp yumruk yaparak sıkan kişi gibi ki, elini açtığı zaman orada bir şey bulamaz

İhlâs sahibi ol

İhlâs sahibi ol Ey oğul! İlim ve irfan öğren ve ihlâs sahibi ol. Ta ki, nifak, ikiyüzlülük ve samimiyetsizlik tuzağından kurullasın, ilim ve irfanı halkın teveccühünü kazanmak ve dünyalık top lamak için değil, Allah'ın rızası için öğren. İlim irfanı gerçekten Allah rızası için öğrendiysen Onun emirlerini sevgiyle yerine getirir ve Ona karşı huşu içinde bulunursun. Diğer insanlara karşı mütevazi olursun.

Dünyalık için kimseyle çekişme

Dünyalık için kimseyle çekişme Ey oğul! Sakın sakın! Sen sen ol, dünyalık hususunda kimseyle çekişme, didişme. Kimsenin elindeki kısmete mani olmaya kalkışma. Zira herkesin nasibi mutlaka kendisini bulur. Eğer kaderde elinden alınması varsa, o da olur. Bu senin isteğinle olmaz. Kadere razı olmak; kavga, çekişme ve didişme sonunda dünyalık elde etmekten daha güzeldir. Zira Allah'ın takdirine razı olmak her hal ü kârda hayatı güzelleştirir, tatlılaştırır, huzurlu kılar.

Abdulkadir-i Geylani (KSA)

Abdulkadir-i Geylani (KSA) Hz. Pir Abdulkadir-i Geylani (KSA) Hz.leri'nin oğlu Şeyh Musa (RA) Hz.leri babasından naklen anlatıyor: "Karada bazı seyahatlarımı yapmaya çıkmıştım, fena halde susamıştım. Fakat etrafta su denilen bir şey yoktu. Biraz sonra, semada bir bulut belirdi. Beni güneşten korumaya başladığı gibi, üzerime çığa benzeyen bir şey yağdırdı. Ondan kana kana içtim, derken bir nur belirdi. O nurun canibinden çağırıldım. "Ey Abdulkadir! Sen senin Rabbinim. Sana haram olan şeyleri mubah kıldım, senden başkasına yasak ettiğim şeyleri sana helal kıldım." dedi. Gavsul Azam (KSA) Hz.leri: "Ben Allah (CC) Hz.leri'nin huzurundan kovulmuş olan şeytandan Allah'a (CC) sığınırım. Sus ey lain.'"diye bağırınca baktım ki, o nur karanlık, o surat da duman oluverdi. Aynı ses bana hitab etti: "Ey Abdulkadir! Sen, ilminin sayesinde Rabbinin hükmü ile, çeşitli oyunuma gelmeyerek kurtuldun. Halbuki ben bu gibi ahvalde ehli tarikten yetmiş ki

Vird - Zikir Dersi

Not:Ders sadece ehlinden alınır bu sadece bilgi amaçlıdır. Vird - Zikir Dersi Tasavvufta hedef, kalbi gafletten uyandırıp Yüce Allah’a bağlayarak ebedi huzuru ele geçirmektir. Bunun en birinci ve en kolay yolu, kalbi devamlı zikirle meşgul etmektir. Zikir, kalbi Yüce Allah’a bağlayan en kısa, en kolay bir yoldur. Zikrin en büyük fazileti, zikreden kulu, Yüce Allah’ın özel olarak huzurunda zikretmesidir. Alemlerin Rabbi Yüce Mevla’mızın: “ Siz beni zikredin; ben de sizi zikredeyim .” Müjdesi, zikrin faziletini anlatmaya yeter de atar bile. Şu kudsi hadis de, zikir ehline özel müjde vermektedir:“ Kulum beni zikrettiğinde, ben onunla beraberim. Kulum beni gizlice içinden zikrederse, ben de onu özel olarak zatımla zikrederim. O beni bir topluluk içinde zikrederse, ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde ( meleklerimin arasında ) zikrederim .” Şu ayet gerçek akıl sahiplerini bize tanıtmaktadır:“ O gerçek akıl sahipleri, ayakta (yürürken) otururken ve yanları üzere yatarken ( büt

Efendi Hazretlerinin Tasavvufi Yönü

Efendi Hazretlerinin Tasavvufi Yönü Mahmud Efendi henüz çocukken sufi-meşreb bir hayat yaşamakta idi. Erken yaşlarda yaşadığı bu manevi hayatı disiplinize  edebilmek için bir mürşid arayışına girdi. O yıllar itibariyle içinde bulunduğu ruh halini anlatırken şöyle demektedir: Çocukken  geceleri başımı yastığa koyduğumda kendi kendime şöyle seslenirdim: Dünyanın bir ucunda kamil-mükemmil bir bir mürşid olsa yalın ayak, aç ve susuz olsam hemen yola koyulur o mürşidi bulurum. Mahmud Efendi bu arayışların neticesinde ilk olarak Ofta Mapsinolu Ahmed Efendi olarak bilinen yörenin meşhur Nakşibendi Şeyhine intisap etti. Askere gidene kadar Onun murakabesinde seyr u sülûküne devam etti. Askerde Ali Haydar Efendi ile tanışıp Ona intisap etti. Askerliğini tamamlayıp kalıcı olarak şeyhinin yanına gittiğinde Onun şu meyandaki ifadelerine muhatap oldu: Oğlum Mahmud! Seninle ilk görüşmemden üç gün sonra şeyhim (Ali Rıza Bezzaz) zuhur etti, elini tutup elime verdi ve ardından şöyle dedi:

abddurrahim reyhan EFENDİM HZ’LERİNİN KENDİ DİLİNDEN HAYATI

Babasi, Hüseyin Efendi, (Muhammed Besir Efendi Hazretlerinin alim ve fazil büyük oglu), anasi Tubi hanimdir. 1930 yilinda Karakaya (Keleris) köyünde dünya’ya tesrif buyurmuslardir. Dünya'ya tesrifinden önce annesi ve çevresinde çok acaip alamet ve isaretler zuhur etmis, bu tesrifin müjdecisi olmustur. "Annem çok kuvvetli rabita sahibi idi. Her gözünü yumusta dedemle, yani Muhammed Besir Efendi Hazretleri ile görüsürmüs. Bize hamile iken çok hikmetli rüyalar görmüs. Mesela bir rüyasinda melekler tarafindan yerden göge kadar kurulan bir merdivenden çikarilarak bütün semavat alemi ve cennetler gezdirilmis ve kendisine "Bu iltifatlar size, karninizda tasidiginiz (çocuk dolayisiyla) melaikeyi kiramin ikramlaridir" denilmistir. Yine annemin anlattigina göre, ben Pasa Hazretlerinden ders aldiktan bir müddet sonra, siyahlar giyinen uzun boylu ve vakur bir zatin boz renkli atini duvardan içeri atlatip, beni kucaklayarak terkisine aldiktan

Abdurrahim Reyhan Hz

.   Gönüller Sultani Abdurrahim Reyhan Hz. Önsöz Abdurrahim Reyhan hazretleri, Allah yolunun büyük velilerinden. Maneviyat ikliminin harman oldugu Erzincan´da dünyaya tesrif buyurdular. Altin silsilenin günümüzdeki halkasi. Fikirleri, düsünceleri tasavvuf denizine tasiyan ve bu büyük denizde yoguran, yorumlayan kisacasi insanlari Allah yoluna çagiran gönüller sultani. Insanoglunun yaradilis gayesi Allah´a kulluk etmektir. Yasadigimiz bu dünya bizler icin bir imtihan dünyasidir. Her kulun vazifesi, sadece ve sadece Allah´in rizasini kazanmak olmalidir. Yeryüzünde Cenab-i Allah´in veli kullari coktur. Kainat var oldukca her zaman da Allah´in sevgili kullari da var olacaktir. Önemli olan Allah dostlarini arayip bulmak ve o zatlarin irsat halkasindan gecmektir. Bugün insanoglu stres ve bunalim cemberinin icerisine düsmüstür. Hergün ülkemizin bir kösesinde ummadigimiz haberlerle sarsiliyoruz. Aileler arasi problemler, cinnet geciren insanlar, bosluga düsmüs genclik. Kisacasi insanligin