Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs 17, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KURBAN KESMEK KİMLERE VACİPTİR?

Kurban KURBAN  KURBAN KESMEK KİMLERE VACİPTİR? Yaklaşan  Kurban Bayramı  münasebetiyle mü’minler, vaziyetlerini mutlaka bir gözden geçirmeli… Kurban kesip kesemeyeceği hususunu netliğe kavuşturmalıdır. Elbette kurbanı zengin Müslümanlar kesecektir; ancak, bu zenginliğin ölçüsü nedir? Bunu bilmemiz lâzım. Kurban kesmek; kurban bayramı günlerinde hür, mukim  (seferî olmayan),  akıllı ve büluğ çağına erişmiş, Müslüman ve aslî ihtiyaçları ile borçlarından başka  –üreyen olsun olmasın–  en az 200 dirhem  (560 gr.)  gümüş veya yaklaşık 85 gram altın ya da bunun değerinde paraya yahut mala sahip bulunan kimselere yani sadaka-i fıtır vermekle mükellef bulunanlara vaciptir . Zekâtta olduğu gibi bunun üzerinden belirli bir zaman geçmiş olması gerekmez. Bu miktarın sadece kurban günlerinde elde bulunması yeterli görülür. Bir başka ifadeyle; kurban için zenginin serveti üzerinden sene geçmesi şart değildir. Bayramın üç gününden birinde kurban kesecek maddî imkân eline geçen Müslümana, hemen o gün

Ramazan kelimesi harflerinin ifâde ettiği mânâlar.

  Ramazan lafzı, beş harften ibârettir: Ra , Mim , Dad, Elif , Nun .. (Yâni, Arapça aslına göre..) Bu harflerin ifâde ettiği mânâlar, sırası ile şöyledir: Ra: Allah’ın rızâsına delâlet eder. Mim : Allah sevgisine delâlet eder.. Dad : Allah’ın kuluna kefîl olduğunu anlatır.. Elif : Allah’ın kulu ile olan ülfetini belirtir. Nun : Allah’ın nûrunu anlatır.. Üstte anlatılan mânâya göre bu ay: Rızâ, sevgi, kefâlet, ülfet, nûr, eriş, ikrâm ayıdır.. Ama Allah’ın sevdiği iyi kulları için.. Denilmiştir ki: - Aylar arasında Ramazan ayı, vücûd içinde kalb gibidir. İnsanlar arasında peygamberler gibidir. Beldeler arasında Harem-i Şerîf gibidir. Harem öyle bir yerdir ki: Oraya lâin deccâlin girmesi men edilmiştir. Ramazan ayı, öyle bir aydır ki: Azgın şeytanlar o ayda bağlanır; peygamberler günahkâr kullara şefâat eder. Ramazan ayı, oruç tutanlara şefâatçıdır. O ayda, kalb îmân ve mârifet nûru ile bezenir. Ramazan ayı dâhi, Kur’ân okumakla bezenir. Bir kimse, Ramazan ayında bağışlanmaz ise, acaba

TEMİZLİĞİN ÖNEMİ

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: ( Müslümanlık temizlik dinidir. Temiz olun! Cennete ancak temiz olan girer. ) [Deylemi]     ( Mümin pis olmaz. )  [Buhari] ( Her şeyi iyi temizleyin! Temizlik imana, iman da Cennete götürür. ) [Taberani] ( Temizlik imanın yarısıdır. )  [Müslim] ( Namazın anahtarı temizliktir. )  [Tirmizi] ( Ağzınızı temizleyin, ağzınız Kur’an-ı kerim yoludur. )  [Ebu Nuaym] ( Cuma günü yıkanın, misvak kullanın ve güzel koku sürünün. )  [Buhari] ( Yemekten önce ve sonra el yıkamak, zenginliğe yol açar, fakirliği giderir. ) [Ebuşşeyh] ( Evinin hayrını isteyen, yemekten önce ve sonra, elini ve ağzını yıkasın! )  [İbni Ebi Şeybe] ( Ağzınızı temizleyin! Kiramen katibin melekleri için, ağızdaki yemek artıklarının kokusundan daha kötü bir şey yoktur. )  [Deylemi] ( Sarmısak yiyen, kokusu gitmeden mescidimize yaklaşmasın, insanın rahatsız olduğu şeylerden melekler de rahatsız olur. )  [Taberani] ( Gece namaz kılmak için kalkan kimse, ağzını misvakla temizlesin! Çünkü bir mel

REGÂİB GECESİ

Receb ayının ilk Cum’a gecesine “ Regâib gecesi ” denir. Receb ayının her gecesi kıymetlidir. Her Cum’a gecesi de kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, dahâ kıymetli olmakdadır. Regâib gecesinin kıymeti, çeşidli hadîs-i şerîfler ile bildirilmişdir. Allahü teâlâ, bu gecede mü’min kullarına ragîbetler ya’nî ihsânlar, ikrâmlar yapar. O gece yapılan duâ reddolmaz ve namaz, oruç, sadaka gibi ibâdetlere kat kat sevâb verilir. O geceye hürmet edenleri affeder. Regâib kandilinin, Resûlullah efendimizin babası Hz. Abdullah’ın evlendiği gece ile hiçbir ilgisi yoktur. Memleketimizde ve birçok İslâm memleketlerinde, bir asırdan beri, Abdullah’ın evlendiği geceye, Regâib kandili ismini veriyorlar. Regâib gecesine böyle ma’nâ vermek doğru değildir. Böyle söylemek, Resûlullah efendimizin dokuz aydan önce dünyayı teşrîf etmiş olduğunu bildirmek olur ki, bu da, noksanlık ve kusûrdur. Her bakımdan, her insanın üstünde ve her bakımdan kusûrsuz olduğu gibi, Amine vâlidemizi nûrlandırdığı za

Cemaatle Namaz

  Bil ki, cemaat ile namaz kılmak farzı kifâyedir. Çok faziletlidir. Âlimlerin çoğuna göre cemaatle namaz kılmak farz değildir. Kişi tek başına namaz kılsa her ne kadar cemaat faziletini kaçırsa bile namazı caizdir. (1/34) Ahmed bin Hambel Hazretleri, şöyle dedi. “Muhakkak cemaat ile namaz kılmak farzdır; nafile değildir. Hatta namazını tek başına kılmış olsa namazı caiz değildir. Şu kadar var ki, bize (Hanefi mezhebine) göre cemaat ile namaz kılmak farz değildir. (Âlimlerimiz dediler ki,) cemaatle namaz kılmayı alışkanlık haline getirip; cemaate devam etmeyi muhafaza etmek Müslümanların üzerine vâcibtir. -”Ey kavmimiz Allah’ın davetçisine icabet edin (uyun) ve O’na iman edin ki, Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azabdan korusun.  Bazı âlimler, bu âyet-i kerimede geçen, “Allah’a çağıran”dan maksat insanları beş vakit namaza çağıran müezzinlerdir, dediler. Cemaati terkeden, içki içen, haksız yere adam öldüren, yakın akrabalarıyla ilişkisini kesen, anne -babasına ka

Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım

Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım Sual: Allahü teâlâ, Peygamber efendimiz için , (Eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) buyuruyor. Bu kudsi hadis hakkında bilgi verir misiniz? CEVAP Âdem aleyhisselam, Arşta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki: (Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye] Allahü teâlâ yine buyuruyor ki: (Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismi ile her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hâkim] (Ey Resulüm, İbrahim`i halil [dost] , seni de habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye] Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki: (Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua

readdÖlümü Temenni Etmeyin

  Efendimiz  (s.a.v.)   Hazretleri,  ümmetine  ölümü  temenni etmeyi yasakladı. Ve şöyle buyurdular: Sizden  hiçbiriniz ölümü temenni etmesin .” [1] Başka bir hadîs-i şerifte şöyle buyurdu: “ Sizden hiçbiriniz kendisine inen herhangi bir zarardan dolayı ölümü temenni etmesin. Eğer Muhakkak ölümü isteyecekse, şöyle dua etsin : Allahım! Yaşamak benim için hayırlı olduğu  müddetçe beni yaşat (bana uzun ömür ver). Eğer ölüm benim için hayırlı olduğu an ise benim canımı al, diye dua etsin “. [2] Sehi bin Abdullah el-Tüsterî Hazretleri buyurdular: Ölüm temenni edilmez. Ölümü ancak üç kişi temenni eder. 1 -Ölümden sonra nelerin olabileceğini bilmeyen câhil. 2 -Allah’ın kendisi için belirlediği kaderden kaçan kişi, 3 -Allah’a müştak olan ve Allah’a kavuşmayı seven kişiler Ölümü temenni ederler. Mesnevide buyuruldu: Mesnevî’nin sahibinden (Mevlânâ’dan) rivayet olundu. Onun ölümü yaklaştığı zaman, ölüm meleği ona misâl âleminde göründü. Gelip kapının yanında durdu. Mevlânâ, ölüm meleğini görü

Peygamberimiz İçin Vacib, Haram, Mubah,Kılınan Özellikler.

  Peygamberimiz İçin Vacib, Haram, Mubah,Kılınan Özellikler. Bunların Bazıları Peygamberimiz İçin Vacib, Bazıları Haram, Bazıları Mubah, Bazıları Da Keramet Olan Özelliklerdir Ve Bundan Önce Anlatılmamış Olanlardır Bu nevi özellikleri âlimlerimizden bâzıları, müstakil eserler yaza­rak bildirmişlerdir. Bilhassa bu konuya dokunanlar, Şafiî mezhebi âlimleri olmuş ve onlar da bunları özellikle fıkıh kitaplarının “Nikah” bölümünde belirtmişlerdir. Fakat kendi konusuna giren meselelerin hepsini yazmamışlardır. Ben ise bunu, burada herhangi bir eksik bı­rakmaksızın belirtmeye çalışacağım, İnşallah… Bu nevî özelliklerden bâzılarının Peygamberimiz üzerine vâcib ol­masının hikmeti: Peygamberimizin Allah’a olan yakınlığının daha da artması ve derecesinin daha fazla yükselmesidir. Nitekim sahih olarak rivayet edilen hadîslerin birinde aynen şöyle buyurulmuştur: “ Bana yakınlık kazanan kullarımdan hiç biri, Benim onlara farz kıldığım ibâdetlerle kazandıkları yakınlık gibi, hiçbir şeyle yakınlık k

40 HADİS

İÇİNİZDEN KİM BENİM KIRK HADİSİMİ ÖĞRENİR VE TAŞIR İSE( YAŞAMINDA UYGULAR İSE) KIYAMET GÜNÜ SALİH KİŞİLER İLE HAŞROLUNACAKTIR. 1- اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِوَلِرَسُولِهِوَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ (Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi. Müslim, İmân, 95. 2 اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ İslâm, güzel ahlâktır. Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225. 3 مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16. 4 يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6. 5 إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ: إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ İnsanların Pey

Kimlere Kabir Suali Yoktur

Bazı ölülere kabir suali yoktur: 1-  Peygamberlere, 2-  Siddıklara, 3-  Siddiklar  derecesinde olan alimler, 4-  Şehidlere, 5-  Bulüğa ermeden ölen çocuklara, 6-  Allah yolunda nöbet bekleyenlere, 7-  Taun hastalığından ölenlere, 8-  Cuma günü ve gecesi ölenlere, 9-  Ishal, istiska ve taun gibi hastalıklardan ölenlere, 10- Islam memleketi sınırında halis niyetle nöbet tutan (İslam ve Müslümanları koruyan)lara, 11- Her gece Mülk süresini okuyanlar, 12- Ölüm hastaliğında ‘İhlas süresi“ni okuyanlara, 13- Ve delilere kabir suali yoktur. Bir rivayete göre; 1-  Peygamberler (a.s.) 2-  Sabiler, 3-  Ve meleklere kabir suali yoktur Hukukul-emvat-www.bilgicagi.net

Kalbi Yumuşatmanın Yolu

  Kalbleri katılaşmış olanlar, kalbelerini bir takım işler ile tedâvî etmeleri gerekir. Birincisi: Kendisinde mevcud olan kötü huyları kökünden koparmaktır . Bu da, ilim, vaaz ve zikir meclislerine gitmek, Allah korkusunu   kalbine   yerleştirmek.   Allah’a   rağbet   etmek  ve sâlihlerin (Peygamberlerin, âlimlerin, evliya ve şehidlerin) haberlerini (menkıbelerini) okumak ve dinlemekle olur. Bütün bunlar, kalbi yumuşatan, kurtaran ve kalbleri kararmaktan koruyan hususlardır. İkincisi: Ölümü anmaktır. Efendimiz (s.a.v.) Hazretlerinin Lezzetleri yok edeni çokça zikredin yani ölümü anın ” hadîs-i şerîfine uyarak, ölümü çok zikretmektir. Ölüm, lezzetleri kestiği gibi, cemaatleri birbirinden ayırır; kız ve erkek çocukları yetim bırakır. Üçüncüsü: Can çekişen ve ölmek üzere olan kişileri müşahede etmektir (yanlarında bulunmaktır). Muhakkak ki, ölmek üzere olan kişiye bakmak, onun sekerâtü’l-mevt (ölüm sarhoşluğu ile kendisini kaybettiği) anı müşahede etmek, nezi’ halini yani can verme du

Birbirlerine Bağlı Üç İlâhî Hüküm

  “ Üç şey, üç âyette birlikte zikredilmiştir. Bunlardan herhangi biri yanındaki olmadan kabul olunmaz ,” denilmektedir. 1-Allah ve Rasûlüne itaat. Allahü Teâlâ buyurdu: “ Ey o bütün imân edenleri Allah’a itaat edin, Peygamber’e de itaat edin, sizden olan ülül-emre de… Sonra, bir şeyde nizâa düştünüz mü; hemen onu Allah’a ve Resulüne arz ediniz; Allah’a ve âhiret günü’ne gerçekten inanır mü’minlerseniz… O hem hayırlı, hem de netice itibariyle daha güzeldir . 4/59″ 2-Allah’a şükür, anne ve babaya teşekkür’dür . “ Gerçi insana ebeveynini de tavsiye ettik -anası onu zaaf zaaf üstüne taşıdı, süt kesimi de iki sene içinde- şükret diye bana ve anana-babana… Ki (neticede) banadır geliş i 31/14″ 3- Namaz ve zekâttır. “ Hem namazı dürüst kılın ve zekâtı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin! ..2/43″ Anne ve babaya iyilik, onlara iyilik ile muamele etmek, onlara karşı mütevâzi (ve saygılı) olmak, emirlerine uymak, sevdiklerini gidip görmek ve onların ölümlerinden sonra onlar için dua

KIYAMET

Kıyamet Gününde Şefaatçiler. Kıyamet Gününde Şefaatçi Kıyamet Gününde Şefaatçiler; Önce Peygamberler, Sonra Alimler, Sonra Da Şehidler Olacaktır : Hafız Ebû Ya’lâ… Müminlerin emiri Osman b. Affan (r.a.)’dan rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “ Kıyamet gününde üç sınıf insan şefaat edecektir: Peygamberler, sonra âlimler, sonra da şehidler. “ Ebubekir el-Bezzâr… Harb b. Şüreyh el-Bezzâr’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebû Cafer Muhammed b. Ali’ye dedim ki: —  Iraklıların sözünü ettiklerî şu şefaat hakkında ne diyorsun? Gerçek­ten şefaat var mıdır? —  Neyin  (kimin)  şefaatini soruyorsun? —  Muhammed  (s.a.v.) ‘in şefaatini soruyorum. —  Evet. Vallahi bu şefaat vardır. Allah’a yemin ederim ki; amcam Mu­hammed b. Ali b. Hanefiye, Ali’den naklederek Rasûlullah  (s.a.v.)’ in şöyle buyurduğunu rivayet etti:  “ Ümmetim için o kadar çok şefaat ederim ki, niha­yet Aziz ve Celil olan Rabbim bana seslenerek,  “ Razı oldun mu ey Muham­med? ”  diye sorar. Ben de : “ Razı old