Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz 5, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hz.YÛNUS (a.s)

Hz.YÛNUS (a.s) Adi Kur'ân'da geçen peygamberlerden biri. Soyu, Bünyamin vasitasiyla Ya'kûb (a.s)'a ve onun vasitasiyla de ibrâhim (a.s)'a dayanmaktadir. Bazi alimlerin naklettigine göre, isa (a.s) annesinin adiyla isa b. Meryem diye anildigi gibi, Yûnus (a.s) da annesinin adiyla Yûnus b. Matta diye anilmaktadir. (ibn Sa'd, Tabakatü'l-Kübra, Beyrut 1957, I, 55). Buhârî'nin verdigi bilgiye göre ise, bu görüs yanlistir. Aslinda Matta, Yûnus (a.s)'in annesinin degil, babasinin adidir. Yani Yûnus (a.s), Yûnûs b. Matta diye anilinca, babasinin adiyla anilmis olur (ez-Zebîdî, Sahihi Buhârî Muhtasari Tecridi Sarih Tercemesi ve serhî, trc: Kamil Miras, Ankara, 1971, IX, 152). Yûnus (a.s)'in Ya'kub (a.s)'in torunlarindan oldugu, Kur'ân'da söyle haber verilistir: "Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettigimiz gibi, sana da vahyettik. Nitekim ibrâhim'e, ismail'e, ishâk'a, Yakub'a, torunlarina, isa&#

HZ. ADEM (S.A.)

HZ. ADEM (S.A.)   Hz. Adem , yeryüzünde ilk insan ve ilk peygamber, bütün insanlarin babasi'dir. Cesitli memleketlerden getirilen topraklari melekler su ile camur yapip, insan sekline koydular. Mekke ile Taif arasinda 40 yil yatip salsal oldu. Yani pismis gibi kurudu. Önce Muhammed aleyhisselamin nuru alnina kondu. Sonra Muharrem'in onuncu Cuma günü ruh verildi. Her seyin ismi ve faydasi kendisine bildirildi. Boyu ve yasi kesin olarak bildirilmedi. Allahü tealanin emri ile bütün melekler, Adem'e secde etti, ama Iblis (seytan) kibirlenip, bu emre karsi geldi ve secde etmedi :  « Hani biz meleklere (ve cinlere): Adem'e secde edin , demistik. Iblis haric hepsi secde ettiler. O yüz cevirdi ve büyüklük tasladi, böylece kafirlerden oldu »(Bakara, 34)  . Hz. Adem 40 yasinda Firdevs adindaki Cennet'e götürüldü. Cennet'de yahut daha önce Mekke disinda uyurken, sol kaburga kemiginden Hz. Havva yaratildi. Allahü teala onlari birbirine nikah etti. Yasak ed

Namaz EF' ÂL-I MÜKELLEFIN

Islâm' in bes sartindan biri de namazdir. Namazin  fazlari  ,  vacipleri  , sünnetleri  ,  müstehaplari  vardir. Namazda islenmesi  mekruh  olan,  haram  olan,  müfsid  olan seyler de dir: EF' ÂL-I MÜKELLEFIN  (Mükellefin isleri) => veya Ser' i hükümler Farz:  Allah' in kesin olarak emrettigi hükme denir. „Namazi dosdogru kiliniz.Oruc tutunuz. Zekât veriniz. Kadinlara basinizi örtünüz..."v.s. gibi emirler farz'a örnektir. Farzin terki haramdir. Farzin islenmesine sevap, özürsüz terkedilmesinde Allah'in azâbi vardir. Farzi inkar eden kimse dinden cikar. Farz ikiye ayrilir: Farz - i ayn:  Mükelleflerden herbirinin yapmasi lazim gelen farzlardir. Bir kimse digerinin yerine namaz kilamaz. Butür farzlari herkesin bizzat yapmasi gerekir. Farz-i Kifâye:  Mükelleflerden bazilarinin yapmalariyla digerlerinden düsen, onlar icin mecburiyeti kalmayan farzlardir. Cenaze namazi kilmak v.s. gibi. Müslüman bir kimsenin cenaze namazini kilmasi o beldede yasayan mü

Namaz Mükellef insan ve görevleri:

I. Mükellef insan ve görevleri: Mükellef: Sorumlu demektir. Bulug cagina eren ve Allah' in emir ve yasaklariyla sorumlu olan müslümanlara mükellef denir. Bir kimsenin Allah Teâlanin emir ve yasaklarindan sorumlu sayilmasi icin aranan sartlar sunlardir: Müslüman olmak:  Insanlarin önce Allah' a imanla sorumludurlar. Müslüman olmayanlar ibadetle mükellef degildirler. Akilli olmak:  Akil hastalari, deliler sorumlu degildirler. Cünkü bu kimseler iyiyle kötüyü ayirt edemezler. Bulug (ergenlik) cagina gelmek:  Ergenlik, kisinin kendi cinsiyetini, sahsiyetini anlamasi demektir. Bu devre erkeklerde 12 ile 15, kadinlarda ise 9 ile 15 yas arasidir. On bes yasina girdigi halde buluga eremeyen kadin ve erkekler, Islâm'in emirleriyle yükümlüdürler.

Abdest nedir ? Abdest ne zaman farz olmustur ? Abdestin cesitleri

„Ey iman edenler! Namaz kilmaya kalktiginiz zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, baslarinizi meshedip, topuklara kadar ayaklarinizi yikayin. Eger cünüp oldunuz ise, boy abdesti alin. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursaniz, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadinlara dokunmussaniz (cinsî birlesme yapmissaniz) ve bu hallerde su bulamamissaniz temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çikarmak istemez; fakat sizi tertemiz kilmak ve size (ihsan ettigi) nimetini tamamlamak ister; umulur ki sükredersiniz." (Maide Suresi: 6.Ayet) Abdest - Abdest nedir ? :  Yüzü ve dirsekleriyle beraber kollari yikamak, basin dörtte birini mestetmek ve topuklariyla beraber ayaklari yikamak suretiyle yapilan bir temizliktir. Abdest ibadeten önce alinir ve ondan sonra Allahu Teala´nin huzuruna durulur. - Abdest ne zaman farz olmustur ? :  Miladi 610 yilinda bir Pazartesi (bir baska rivayete g

Imam BUHÂRÎ (194-256/810-869)

Imam BUHÂRÎ (194-256/810-869) Hadis bilginlerinin ileri gelenlerinden biri Ebû Abdullah Muhammed b. Ismâil b. Ibrâhim b. el-Mugîre b. Berdizbeh el-Cûfî el-Buhârî. Mugire b. Berdizbeh, Buhara Valisi Yemân el-Cûfi'nin araciligiyla müslüman olmustur. Bu nedenle Cûfi'ye nisbet edilmistir. Buhârî'nin babasi ve dedesi hakkinda pek bilgimiz yoktur. Muhammed el-Buhârî, 13 sevvâl 194 h./21 Temmuz 810 tarihinde Cuma günü Buhara'da dogmustur. Bundan dolayi da Buhârî nisbetiyle anilmasina sebep olmustur. Buhârî, henüz bebek iken babasi vefat etmis, kardesi Ahmed'le birlikte yetim kalmistir. Annesinin terbiyesi altinda büyümüs, küçük yasta Kur'an'i ezberlemis ve Arapça ögrenmistir. Babasindan kalan servet onun hiç kimseye muhtaç olmadan ilim ögrenmesinde yararli oldu. On bir yasinda hadis ögrenmeye basladi. Onalti yasinda annesi ve kardesi Ahmed'le birlikte hacca gitti. Annesi ve kardesi Buhârâ'ya dönerken, kendisi ilim ögrenmek istegiyle Mekke'd

Bediüzzaman Said Nursî

Bediüzzaman Said Nursî Bediüzzaman Said Nursî, yüzyılımızın yetiştirdiği önde gelen İslâm mütefekkirlerinden biridir. 1876'da Bitlis'in Hizan kazâsına bağlı İsparit nâhiyesinin Nurs köyünde dünyaya gelmiş, 23 Mart 1960'da Şanlıurfa'da Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Keskin zekâsı, hârikulâde hâfızası ve üstün kâbiliyetleriyle çok küçük yaşlardan itibâren dikkatleri üzerinde toplayan Said Nursî, normal şartlar altında yıllar süren klasik medrese eğitimini üç ay gibi kısa bir zamanda tamamlamıştır.Gençlik yıllarını alabildiğine haraketli bir tahsil hayatı ile değerlendirmiş; ilimdeki üstünlüğünü, devrinin ulemâsıyla çeşitli zeminlerde yaptığı münâzaralarda fiilen ispatlamıştır. Bu meziyetleriyle ilim çevresine kendisini kabul ettirerek, "Bediüzzaman" , yani "çağın eşsiz güzelliği" lâkabı ile anılmaya başlamıştır. Said Nursî medrese eğitimiyle dini ilimlerde kazandığı ihtisası, çeşitli fenlerde yaptığı tetkiklerle tamamlamış; bu arada devrinin gaze

Süleyman Hilmi Tunahan Ömrünü Kuran Eğitimine Adamış Bir İslam Alimi

. Ömrünü Kuran Eğitimine Adamış Bir İslam Alimi: Süleyman Hilmi Tunahan Son devir din alimlerinden olan Süleyman Hilmi Tunahan’ın babası zamanın müderrislerinden Hafız Osman Efendi’dir. Soyu Fatih Sultan Mehmet’in "Tuna Hanı" olarak tayin ettiği ve kendi kız kardeşi ile evlendirdiği İdris Bey’e dayanmaktadır. Babası Osman Efendi tahsîlini İstanbul'da tamamladıktan sonra Silistre'ye giderek meşhur Satırlı Medresesi’nde yıllarca müderrislik yaptı. Süleyman Hilmi Tunahan, 1888 (H.1306) yılında Silistre'nin Ferhatlar köyünde doğdu. 1959 (H.1379) senesinde İstanbul'da vefat etti. Bu büyük İslam aliminin kabri Karacaahmet Kabristanı’nda bulunmaktadır. İlim ehli ve fazilet sahibi bir aileden dünyaya gelen Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, ilk tahsilini Silistre Rüştiyesi’nde ve Silistre Satırlı Medresesi’nde yaptı. Daha sonraki yıllarda tahsilini tamamlamak için İstanbul'a gelerek Sahn-ı Seman (Fâtih) Medresesi’ne kaydoldu. O devrin meşhur alimlerind

NECIP FAZIL KISAKÜREK

NECIP FAZIL KISAKÜREK Düsünür, sair ve yazar (D. 26 Mayis 1905, istanbul- Ö. 25 Mayis 1983). Maras’li bir soydan gelen Necip Fazil’in çocuklugu,  mahkeme reisliginden emekli büyük babasinin Çemberlitas’taki konaginda geçti. Ilk ve orta ögrenimini Amerikan ve Fransiz kolejleri ile Bahriye Mektebi’nde (Askeri Deniz Lisesi) tamamladi. Lisedeki hocalari arasinda dönemin ünlülerinden Yahya Kemal, Ahmet Hamdi (Akseki), Ibrahim Aski gibi isimler vardi. Istanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdikten (1924) sonra gönderildigi Fransa’da Sorbonne Üniversitesi Felsefe bölümünde okudu (1924-25). Paris’te geçen Bohem günlerinden sonra, Türkiye’ye dönüsünde Hollanda, Osmanli ve Is bankalarinda müfettis ve muhasebe müdürü olarak çalisti. (1928-39). Biri Fransiz okulu, Robert kolej, Istanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuari, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Cografya fakültesi’inde hocalik yapti (1939-43). Sonraki yillarinda fikir ve sanat çalismalari disinda baska b

Mehmet Akif Ersoy

  Mehmet Akif Ersoy Istiklâl Marsi sâiri. 1877 yilinda Istanbul'da dogdu. Annesi Emine Serife Hanim, babasi Temiz Tâhir Efendidir. Ilk tahsiline Emir Buhâri Mahalle Mektebinde basladi. Ilk ve orta ögrenimden sonra Mülkiye Mektebine devam etti. Babasinin vefâti ve evlerinin yanmasi üzerine mülkiyeyi birakip Baytar Mektebini birincilikle bitirdi. Tahsil hayâti boyunca yabanci dil derslerine ilgi duydu. Fransizca ve Farsça ögrendi. Babasindan Arapça dersleri aldi. Zirâat nezâretinde baytar olarak vazife aldi. Üç dört sene Rumeli, Anadolu ve Arabistan'da bulasici hayvan hastaliklari tedâvisi için bir hayli dolasti. Bu müddet zarfinda halkla temasta bulundu. Âkif'in memuriyet hayati 1893 yilinda baslar ve 1913 târihine kadar devam eder. Memuriyetinin yaninda Ziraat Mektebinde ve Dârulfünûn'da edebiyat dersleri veriyordu. 1893 senesinde Tophâne-i Âmire veznedâri M. Emin Beyin kizi ismet Hanimla evlendi. Âkif okulda ögrendikleriyle yetinmeyerek, disarda kendi kendini yet

MIMAR SINAN (1490-1588)

MIMAR SINAN (1490-1588) Kayseri’nin Agirnas köyünde dogdu. Yavuz Sultan Selimzamaninda devsirme olarak Istanbul’a getirildi. Zeki, genç ve dinamik oldugu için seçilenler arasindaydi. Sinan, At Meydani’ndaki saraya verilen çocuklar içinde mimarliga özendi, vatanin baglarinda ve bahçelerinde su yollari yapmak, kemerler meydana getirmek istedi. Devrinin mahir ustalari mahiyetinde han, çesme ve türbe insaatinda çalisti. 1514’te Çaldiran, 1517’de Misir seferlerine katildi. Kanunî Sultan Süleyman zamaninda yeniçeri oldu ve 1521’de Belgrad, 1522’de Rodos seferinde bulunarak atli sekban oldu. 1526’da katildigi Mohaç Meydan Muharebesinden sonra sirasi ile acemi oglanlar yayabasiligi, kapi yayabasiligi ve zenberekçibasiliga yükseldi. 1532’de Alman, 1534’de Tebriz ve Bagdat seferlerinden dönüste ”Haseki” rütbesi aldi. Bagdat seferinde Van Kalesi Muhasarasinda, göl üzerinde nakliyat yapan kalyonlara top yerlestirdi. Korfu, Pulya (1537) ve Moldovya (1538) seferlerine katilan Mimar Sinan, Moldo

Ibn Haldun (H.732 / M.808)

. Ibn Haldun (H.732 / M.808) Dogumu ve Yetismesi: Ismi: Abdurrahman b. Muhammed b. Ebu Bekr Muhammed b. Hasan’dir. Ibn Haldun, h. 732 yilinda nesli sahabilerden Vâil b. Hacer’e uzanan Arap bir ailede Tunus’da dogdu. Asli Yemen kabilelerinden Hadramut’a kadar uzanir. Dedelerinden ilk olarak Halid b. Osman Endülüs’teki Karmuna’ya hicret etti. Endülüs halkinin âdeti olarak Halid olan ismine u ve n harfleri eklenerek ismi Haldun’a dönüstü. Babasi fakih idi ve kendini fikih ile edebiyata adamisti. Ibn Haldun, Tunus’ta Kur’an-i Kerim ezberleyerek ve tecvit ögrenerek yetisti. Ayni zamanda babasindan Arapça ilimleri, Islam hukuku ve Arapça dersleri aldi. Babasi, Ibn Haldun’un dönemindeki en iyi âlimlerden ders almasina özen gösterdi. Ibn Haldun hayatinin ilk dönemlerinde uzun bir süre hükümette memur olarak çalisti. Seyahatleri: Ibn Haldun Tunus’u birakip Cezayir’deki Biskra’ya giderek yerlesti. Biskra’dan da yine Cezayir’deki Konstantin’e geçti. Daha sonra ailesini Kons

EMİR ABDÜLKADİR (1808-1883 m.)

EMİR ABDÜLKADİR (1808-1883 m.) cevaplar.org - Salih Okur - 2003 TAKDİM 19. yüzyıl Afrika kıtası, sömürgeci güçlere kabuslar gösteren bir sürü irili ufaklı direnişe şahit olmuş ve bilhassa Müslüman toprakları çeşitli tarikatlar öncülüğünde düşman sultasına karşı şiddetle karşı koymuştur. Özellikle Kuzey Afrika’daki bu “Sufi direniş” çeşitli liderler öncülüğünde yaklaşık 150 sene kadar devam etmiştir. Bunlar arasında Sokoto’da Osman Bin Fodyo, Cezayir’de Emir Abdülkadir, Libya’da Muhammed Senusi, Somali’de Muhammed bin Abdullah bin Hasan, Fas’ta Emir Abdülkerim ile Sudan Mehdisi Muhammed Bin Abdullah ilk akla gelenlerdir. Bu hareketlerin ortak zaafı karizmatik lider merkezli hareketler olmalarıdır. Bu tip hareketler kanı kaynayan, heyecan ve his ağırlıklı Afrika insanına kısa zamanda müthiş bir enerji ve dinamizm vermesine karşın, uzun vadede ya liderin hataları ile hareketin sarsılması veya onun vefatının oluşturduğu büyük boşluğun doldurulamayıp saman alevi gibi sönme