Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs 6, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şeyh Seyda Hazretleri (K.S) (1889-1968)

  Son asır Anadolu velilerdendir. Adı, Muhammed Said olup, Şeyh Seyda diye meşhur olmuştur. Şeyh Ömer Zenganî, annesi Halime Hatun'dur. 1309 (m.1889) yılında Cizre'de doğdu, 1387 (m. 1968) yılında yine Cizre'de vefat etti. Muhammed Said, henüz bir yaşında iken, babası Ömer ez-Zenganî hac yolculuğu sırasında 1890 yılında Cidde'de vefat etti. Küçük yaşta yetim kalan Muhammed Said, yedi yaşın­dan sonra ilim tahsiline başladı. İlk tahsilini ağabeyi Şeyh Siraceddin Efendi'den aldı. 17 yaşına geldiğinde ağabeyi icazetini verdi. Yirmi üç yaşında müderris oldu. Bundan sonra dayısı Şeyh Muhammed Nuri Dirşevî'nin sohbetlerine ka­tıldı. Kısa zamanda mertebeler aştı. Dayısı onu en kısa zamanda irşad olması için her gittiği yere yanında götürdü. Otuz yaşında dayısının kızı ile evlendi. Nihayet bir gün dayısı Şeyh Muhammed Nuri Hazretleri ölüm döşeğine yattı. Oğullarını ve halifelerini yanına çağırarak: "Artık bundan sonra şeyhiniz Seyda'dır" buyurarak, Muhammed

Seyyid Muhammed bin Alavî Mâlikî Hasenî [K.S.]

Seyyid Muhammed bin Alavî Mâlikî Hasenî [K.S.] HAYATI ve İLMÎ ŞAHSİYETİ Seyyid Muhammed bin Alevî Mâlikî Hasenî hazretleri, Mekke?de dünyaya gelmiştir. Henüz 6 yaşında iken hafızlığını tamamlamıştır. İlk öğrenimini, Medresetu?l Felahiye?de bitirdikten sonra, başta Mekke Müftüsü olan babası, Seyyid Alevî bin Abbas Maliki olmak üzere dönemin meşhur alimlerinden ilim tedrîs etmiştir. Bu alimler arasında Şeyh Hasan Meşhat, Şeyh Yahya Emân, Seyyid Muhammed Emin Kütbî, Seyyid Hasan Yemani, Şeyh Sehanfori, Seyyid Bekri Şetha başlıcalarıdır. Seyyid Muhammed bin Alevî Mâlikî, bir keresinde talebelerine ilim öğrenme konusunda verdiği nasihatler arasında şunları söylemişti: ?Muhammed bin Alevî, hiçbir ders halkasına hocalarının emri olmadan oturup dinlememiştir. Üstadlarım, hangi dersi almamı istiyorlarsa, onun programını hazırlarlar ve o sıraya göre ders almamı emrederlerdi. Ders alacağım hocamı ve ders konusunu titizlikle seçerlerdi?. Kendisi hocalarına karşı bu şekilde hürmetli ve bağlı bir

Sultan BABA [K.S.]

  1904 Arvin'Arhavi doğumlu olup iki yaşındayken babaları, 6 yaşındayken anneleri vefat ediyor. Hem yetim, hem öksüz kalıyor. Ömrü gurbetlerde geçiyor. 1954'de İstanbul'a geliyor. 54'ten bu yana Zeytinburnu'nda ikamet ediyor. 63 yaşına kadar Dağıstanlı Şeyh Şerafeddin-i Veli (R.A.) hazretlerinin manevi tasarrufunda yoğrulup, tezkiye-i nefs döneminden sonra da mürşitlik postuna oturup irşad vazifesine başlamışlardır. Bu dönemle Allaha kavuştuğu süre arasında yüzlerce binlerce talebe yetiştirmiştir. Millete karşı çok merhametli, o kadar müşfik idi. Herkesin derdini dinler, hasta olanları okur, manevi ve dini öğütler verirdi. Halk arasında çok sevildiği için ona "Baba" dediler. Manevi kudretinden dolayı da "Sultan" ismi verilmiştir. Her halinde tevazu, şefkat, hassasiyet ve fevkalâdelik olan Sultan Baba'nın çok geniş çapta millete hizmetleri vardır. Sultan baba her şeyden önce halkla temas edip onların dertlerini dinlemek, deva olup yol göster

MUSTAFA İHSAN KARADAĞ (TURABİ) HAZRETLERİ'NİN VASİYETNAMESİ

1) EY İHVANI DİN! HER FANİ GİBİ ARANIZDAN BENDENİZ AYRILIYORUM. SİZLER ŞAHİT OLUN, BU ACİZ KARDEŞİNİZ EHLİ SÜNNET VEL CEMAATTENİM. (CENAB-I HAKK'IN) BÜTÜN EMİRLERİNE İNANDIM VE GÜCÜM DAHİLİNDE YAPABİBİDİĞİM KADARINI FERAİZİ İLAHİYESİNİ İFA'YA ÇALIŞTIM. SÜNNETİ RESÜLULLAH'I CANIMA MİNNET BİLEREK ALAUKULİHİM KADERİHAL İFAYA ÇALIŞTIM. TARİKATI ALİYELERİN NAKŞİ VE GEREKSE KADRİ EHLİ ZİKİR MUHİPLERİ OLMAYA ÇALIŞTIM. ŞAHİTSİNİZ ELİMDEN GELDİĞİ KADAR BİNAYRTİLLAH İHVANI KİRAMA EMRİ BİL MARUF VE NEHİY ANİL MÜNKERİ SÖYLEMEYE ÇALIŞTIM. 2) EY KARDEŞLERİM SİZLER ŞAHİT OLUN SON NEFESİM HALİ İTİZARIMDA ŞEYTANI ALEYHİ MAYESTAHİK BENDENİZE İCVA EDEREK İMANIMI SELP ETMEK İSTERSE ŞİMDİDEN KABUL ASLA ETMİYORUM. (LAİLAHE İLLALLAH MUHAMMEDUR RESÜLULLAH) (YA RABBİ!) BENİ BU İTİKATLA GELMEME MUİN VE NASIRIM SENSİN. (YA RABBİ!) İMANDA KUVVETLİ, AMELDE ZAYIF BİR MÜCRİM KULUN GELİYOR. HABİBİ EBİDİN HÜRMETİNE BÜTÜN ÜMMETİ MUHAMMEDİ AFFEYLE. 3) CENAZE NAMAZIM KILINMADAN EHLİ KUR'AN İHVANLARIMIZ H

Seyyid Hacı Mevlüt Baba

Seyyid Hacı Mevlüt Baba, Hz. Resûlüllah�ın Hüseyin nesebinden 39.torunudur. Seyyid Hacı Mevlüt Baba (KS), miladi 1887 yılında Erzurum�un Horasan ilçesine bağlı Hacı Ahmed (Sanamer) Köyü�nde, mütevazi bir evde dünyaya gelmiştir. Bu ev Seyyid Hacı Ahmed Baba�nın binlerce insanı irşad ettiği Rifâî tekkesiyle iç içe olup, takriben 80 m2�lik bir ahşap evdir. Günlerinin büyük bir kısmı dedesiyle birlikte dergahta geçmiştir. 17 Yaşlarına kadar Ahmed Baba ile aynı mekanı paylaşmışlardır. Birinci Dünya Savaşının patlak vermesiyle Kayseri�nin Maksutlu Köyü�ne hicret etmek zorunda kalmıştır. İki yıl sonra tekrar Erzurum�a dönmüş, Hacı Ahmed Baba�nın bir halifesinin yanına yerleşerek, Erzurum�daki muhtelif medreselerde İslâmi ve Tasavvufî eğitim görmüştür. Dervişlerin büyük arzusuyla köydeki dergaha gelmiş ve yıkılan dergahı yeniden inşa ettirmiştir. Yaklaşık bir asırlık irşad mekanının temeli de böylece atılmış oldu. Bu mekanda Seyyid Ahmed Baba�dan kalma bir de çilehane bulunmaktadır. Mevlüd Bab

Dr. Münir Derman

1910 yılında Trabzon'da annesi Şehvar Hatun ve babası Ahmed Rasim Efendi'nin ailesine doğdu, Baba tarafından büyük dedesi Kafkasya'dan Şeyh Şamil, ana tarafından büyük dedesi Hâcegân silsilesine mensub Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi'dir. Büyük ninesi yöresinde "evliya kadın" olarak bilinen Gül Hatun'dur. Trabzon'da 4 yaşından itibaren Buharalı hocası Ömer İnan Efendi'nin manevi eğitiminde ilerlemiş ondan feyz almış, 9 yaşında hafız olmuştur. İlkokulu Özel Fransız Okulu'nda bitirip liseden sonra üniversite öğrenimi için Devlet Bursu ile Fransa'ya gönderilmiş, önce Felsefe-Psikoloji tahsili yapmış ; sonra Tıp Fakültesi'ni de bitirerek doktor olmuştur.Mısır'da El-Ezher'e de kaydolmuş ve ilahiyat tahsil etmiştir. Askerlik yıllarında Kore Savaşı'nda bulunmuş, burada askeri doktor olarak hizmet vermiştir. Bu yıllarda bir süre Japonya'da da bulunmuştur. Yurda dönünce A.Ü. Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde Felsefe dalında

Ali Haydar Ahıskavi (K.S)

  Ali Haydar Efendi (K.S.), Ahmed Hamdi Hoca'nın derslerine devam ederken, o devirde kadı yetiştiren Medresetü'l-Kuzat'a ( o zamanın Hukuk Fakültesi ) giderek, oradan da diploma almıştır. (1906) İlk adli vazifesi Burdur kadılığıdır. Sonra Uşak kadılığı ve sonra Denizli kadılığı olmuştur. Daha sonra İstanbul İstinaf Mahkemesi ( dava mahkemeleri ile temyiz mahkemeleri arasında bir derece yüksek mahkeme) üyeliğine getirildi.. Bu vazifede iken hukuk mektebinde Mecelle ve Usul-i Muhakematı Hukukiye derslerini okutmaya başladı. Ardından sırasıyla İstanbul Bidayet Mahkemesi, İkinci Hukuk Dairesi Başkanlığı, Bidayet Mahkemesi Başkanlığı, İstinaf Mahkemesi İkinci Hukuk Dairesi Başkanlığı, Temyiz Mahkemesi üyeliği, aynı mahkemenin hukuk dairesi üyeliği, sonra başkanlığı ve temyiz mahkemesi başkanlığı görevlerinde bulundu. Ömer Nasuhi Bilmen Hoca, Hukuk-u İslâmiye ve Islahatı Fıkhiye Kamusu eserinde Ali Haydar efendiden bahsederken, "Yüksek çalışkan fukahamızdan sayılır" de

TOPBAŞZÂDE Musa Efendi (Musa Topbaş)

  Musa Topbaş 1917 (1333) yılında Konyanın Kadınhanı ilçesinde dünyaya geldi. Tüccârândan Ahmed Hamdi Efendinin oğludur. Büyük dedesi Topbaşzâde Ahmed Kudsî Efendi, Mevlânâ Halid-i Bağdâdî hulefâsındandı. Babasının işi sebebi ile İstanbula yerleştikleri için Mûsâ Efendinin çocukluğu ve hayatı İstanbulda geçti. İlk eğitimine Erenköydeki Fransız mektebinde başladı, daha sonra Nuruosmaniyedeki İnkılap Lisesinde devam etti. Orada iki yıl kadar okuduktan sonra ayrıldı. Ailesinin dînî bir eğitim almasını istemesi sebebiyle, Elmalılı M. Hamdi Yazırdan Kuran ve din dersleri okudu. Bir ara Âyân Meclisi âzâsı Mustafa Âsım Yörük Hocadan eski usülde Arapça ve dînî bilgiler aldı. Prof. Angel isimli bir Mûsevîden dört beş yıl kadar özel Fransızca dersleri gördü. Fransızcasını bu dilden tercüme yapacak seviyeye getirdi. Nitekim onun imzâsıyla yayınlanmış bir Fransızca kitap da bulunmaktadır. Küçük yaşlardan itibâren güzel sanatlara özellikle hüsn-i hatta meraklıydı. Hattat Hâmid Aytaçdan hatt dersl