Ana içeriğe atla

Efendi Hazretlerinin Tasavvufi Yönü

Efendi Hazretlerinin Tasavvufi Yönü
Mahmud Efendi henüz çocukken sufi-meşreb bir hayat yaşamakta idi. Erken yaşlarda yaşadığı bu manevi hayatı disiplinize
 edebilmek için bir mürşid arayışına girdi. O yıllar itibariyle içinde bulunduğu ruh halini anlatırken şöyle demektedir: Çocukken
 geceleri başımı yastığa koyduğumda kendi kendime şöyle seslenirdim: Dünyanın bir ucunda kamil-mükemmil bir bir mürşid olsa yalın
ayak, aç ve susuz olsam hemen yola koyulur o mürşidi bulurum.

Mahmud Efendi bu arayışların neticesinde ilk olarak Ofta Mapsinolu Ahmed Efendi olarak bilinen yörenin meşhur Nakşibendi Şeyhine
intisap etti. Askere gidene kadar Onun murakabesinde seyr u sülûküne devam etti. Askerde Ali Haydar Efendi ile tanışıp Ona intisap etti.


Askerliğini tamamlayıp kalıcı olarak şeyhinin yanına gittiğinde Onun şu meyandaki ifadelerine muhatap oldu: Oğlum Mahmud! Seninle ilk
görüşmemden üç gün sonra şeyhim (Ali Rıza Bezzaz) zuhur etti, elini tutup elime verdi ve ardından şöyle dedi: Bunu al, bizimdir. Oğlum!
 50, 60 mandayı birbirine bağlasalar beni senden ayırmak isteseler yine de başaramazlar.


Mahmud Efendi, askerden sonra şeyhinin irfan meclislerine daha fazla katılma imkanı buldu. İlerleyen yıllarda ise yanı başından hiç ayrılmadı
. Bu birliktelikle alakalı Ali Haydar Efendinin küçük oğlu şunları söylemektedir; Babam, Muhterem Mahmud Efendi ile kuşluk vaktinden sonra baş
 başa kalır, uzun uzun sohbetler yapardı. Babam derdi ki; Oğlum! Görüyorsun ki bende olan her şeyi Ona aktarıyorum. Fakat Onu müşahede
altında tutabilmem için bunu tedricen yapıyorum. Zira manevi aleme ait malumatın birden kazanılmasına hiçbir akıl tahammül edemez.


Ali Haydar Efendi tasavvuf literatürüne ait zengin birikimini Mahmud Efendiye aktardı. Ona Mesnevi, Mektubat-ı Rabbani, Reşahat,
 Risale-i Kudsiyye gibi sufi eserlerin tasavvuf disiplini içerisinde ne anlam ifade ettiklerini de öğretti. Literatür içerisinde Mektubatın yerini
belirlerken şöyle derdi: Evladım Mahmud! Mektubat o kadar büyük bir kitaptır ki, Reşahat ona ancak elif-ba olabilir.

Mahmud Efendi askerlik vazifesini bitirdikten sonraki zamanını Ali Haydar Efendiye göre ayarladı. Hususi sohbetlerin dışında genel meclislerde
 de yanı başında yer aldı. Şu ifadeler bu hükmü desteklemektedir: İstanbulda iken Ali Haydar Efendi ile birlikte yanımızda dört-beş kişi olduğu
 halde hatm-i hace okurduk. Ali Haydar Efendiyi sürekli takip ederlerdi.(KÜÇÜK NOT : EY TAKİP EDENLER ALLAHTAN KORKANDAN
 KORKMAYIN SİZ ALLAHI TANIMAYAN ONDAN KORKMAYANDAN KORKUP ONLARI TAKİP EDİN ARTIK DÜŞÜN ALİMLERİN ULEMANIN
YAKASINDAN ) Bu yüzden hatmeler küçük gruplar halinde yapılırdı.


Ali Haydar Efendi vefatından kısa bir süre önce Mahmud Efendiyi huzuruna alıp şöyle dedi: Evladım! Artık emr olundum. Emaneti size
 bırakıyorum. Onun, müridanına hitaben yaptığı şu konuşma da İsmet Efendi Tekkesinin yeni şeyhinin Mahmud Efendi olduğunu tescil
 etmektedir: Mahmudun elinden tutan benim elimden tutmuş olur. Hakikat şu ki; bu fakirin elinden tutan Ali Rıza Bezzaz Hazretlerinin
elinden tutmuş olur. Böylece halka halka silsile ta Peygamber Efendimize (s.a.v.) dayanır. İşte buna Sahih Yed diyoruz.

Ali Haydar Efendi söz konusu konuşmasında tasavvuftaki bu sahih yed?sisteminin müritlerin yetişmesinde ne derece önemli olduğunu
 anlatabilmek için şöyle bir örnek verir: Dağda bulunan bir su menbaının köye gelebilmesi için, köye kadar uzanan birbirlerine ekli su
 künkleri gerekir. Bu künklerden biri eksik olduğunda nasıl köye su ulaşamıyorsa tıpkı bunun gibi meşayih silsilesinden biri düştüğünde
Feyz-i İlahi de müridin kalbine ulaşmaz.

İsmet Efendi Tekkesinin kurucusu Mustafa İsmet Efendi, Risale-i Kudsiyyede sahih yed ile alakalı şunları söylemektedir:

Sahih yed yok ise nisbet olur sed

Sahih yed ile Aziz Hakk?a gidelim

Cemali ba kemale seyredelim.

Mahmud Efendi, şeyh olduktan sonra devraldığı sufi geleneğe sıkı sıkıya bağlı kaldı. Bahauddin Nakşibend ve diğer Nakşi Meşayıhının
virtlerinden oluşan hatm-i haceganı olduğu gibi icra etti.

Ona göre tasavvuf, İslamın tahsiniyyat boyutudur. Zaruriyyat ve haciyyatı ihmal edenler öncelikle işe şeriatla başlamalıdırlar.
 Ameli noktada ciddi problemleri olan kişiler, ilk olarak İslamın emir ve yasaklarını öğrenmelidirler. İnsanlar, tarikata değil İslama davet
 edilmelidir. Tasavvufi hayat ise kişilerin tercihlerine bırakılmalıdır

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalp Gözü Açmak İsteyenlere tavsiyeler - kalp gözünü açmak için dua ve zikirler

Aşağıdaki verilen tavsiyeler çok ağır olmakla birlikte süreyi kısaltmaya yöneliktir. Esma zikri yapanlar muhakkak Esmaül hüsnayı tamamen okumakla hergün dengeleme yapmaldır. Pek çok bereket ve feyz'e menba olan şu ayetler ayrıca kalb gözünü açmada tesirlidir. Necm Suresi Ayet 58 i  gunde 1153 defa okuyanin kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Defa Ya Rahman diyenin kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Defa Ya Basit diyenin Kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Defa Ya Basir diyenin kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Defa Ya Nur diyenin kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Defa Ya Habir diyenin kulagi Ruhanilerin sesini duyar. Gunde 13.000 defa Ya Semi'u diyenin kulagi Ruhanilerin sesini duyar. Gunde 2207 defa Kaf suresi Ayet 22 i  okuyanin kalp gozu acilir. Gunde 7.000 defa Ya Allamul Guyub diyenin Kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Ya Batin diyenin kalp gozu acilir. Gunde 7.000 defa Ya Hayyu Ya kayyum diyenin kalp gozu acilir. Gunde 7.000 Defa Besmele okuyanin kalp gozu acilir.

Ödemişli Merhum Ziya Sunguroglu’nun notları

HERŞEY RABITALIDIR Bu alemde mevcut olan bütün eşya her gün  razbıta  yapar. Mesela : Su,ateş,toprak ve eşcar gibi cümle mevcudat  rabıta  ile nurunu güneşten alır. Dünya güneşe rabıta yapar,güneş de Arş-ı A’la’ya . Arş-ı A’la da nurunu Cenab-ı Hakk’tan alır .  Eger dünya rabıta yapmamış olsa, içindekiler yaşayamaz.Çünkü nur olmayınca nebatat yetişmez ve agaçlar meyvedar olmaz .Ay ve semadaki diger yıldızlar dahi güneşe rabıta yaparak nuru ondan alırlar. Süleyman Hilmi Tunahan ( k.s.) Ödemişli Merhum Ziya Sunguroglu’nun notlarından. Bu yazıyı gönderen  Betül hoca ’ya teşekkür eder, sizlerinde dualarını bekleriz. . SİGORTA MESELESİ SİGORTA MESELESİ Bilcümle  menkul  ve  gayrimenkul  emvalin sigortası caizdir.Lakin hayat sigortası Hazreti Mevla’ya karşı yakışıksızlıktır.Hayatı sigorta etmek: ‘’  Ya Rabbi !  Ben senin verdigin bu hayatı satıyorum  ’’ manasına gelir. Süleyman Hilmi Tunahan ( k.s.) Ödemişli Merhum Ziya Sunguroglu’nun notlarından. ALİ İLİMLERİ SÜFLİYATA ALET ETMEK İmam-ı

kalp gözü nasil acilir

Aşağıdaki verilen tavsiyeler çok ağır olmakla birlikte süreyi kısaltmaya yöneliktir. Esma zikri yapanlar muhakkak Esmaül hüsnayı tamamen okumakla hergün dengeleme yapmaldır. Pek çok bereket ve feyz'e menba olan şu ayetler ayrıca kalb gözünü açmada tesirlidir. Necm Suresi Ayet 58 i  gunde 1153 defa okuyanin kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Defa Ya Rahman diyenin kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Defa Ya Basit diyenin Kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Defa Ya Basir diyenin kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Defa Ya Nur diyenin kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Defa Ya Habir diyenin kulagi Ruhanilerin sesini duyar. Gunde 13.000 defa Ya Semi'u diyenin kulagi Ruhanilerin sesini duyar. Gunde 2207 defa Kaf suresi Ayet 22 i  okuyanin kalp gozu acilir. Gunde 7.000 Subbuhun Kuddusun vel melaiketu ver ruh diyenin kalp gozu acilir. Gunde 7.000 defa Ya Allamul Guyub diyenin Kalp gozu acilir. Gunde 13.000 Ya Batin diyenin kalp gozu acilir. Gunde 7.000 defa Ya Hayyu Ya kayyum diy