İnsana, sahip olduğu herşeyi ona veren, her türlü imkanı sağlayan, çevresinde karşılaştığı tüm nimetleri yaratan yalnızca Rabbimiz olan ALLAH (cc)’tır. İnsanın saymaya ömrünün yetmeyeceği nimetlerin her biri, her işi evirip düzenleyen Rabbimiz'in dilemesiyle var olmuştur ve insanın hizmetine sunulmuştur.
İnsanı tüm tehlikelerden, hastalıklardan sıkıntı ve belalardan koruyan, esirgeyen yalnızca Rabbimiz'dir. Gün içinde herhangi bir konuda başarılı olmak istediğimizde ya da bir işle uğraştığımızda gerçekte bize yardımcı olan da yine sadece ALLAH (cc)'tır. Tüm kuvvet ALLAH (cc)'ın kudretindedir. İnsanın bu gerçeği unutup, ne kendine ne bir başkasına -ALLAH (cc)'ın dilemesi dışında- en küçük bir yardıma bile güç yetiremeyecek varlıklardan medet umması, insana hem dünyada hem de ahirette çok büyük hüsran getirir. Medet umulan bu kişiler de aynı derecede acizdirler; değil başka birine, kendilerine bile -ALLAH (cc)'ın dilemesi dışında- yardım edemezler. ALLAH (cc) Araf Suresi'nde şöyle buyurmaktadır:
"O'ndan başka taptıklarınız ise size yardıma güç yetirmezler, kendilerine de." (Araf Suresi, 197)
Her insan tüm bu gerçekleri açıkça görüp, boyun eğici bir saygıyla tüm sevgisini Rabbimiz'e yöneltmelidir. ALLAH (cc)'ın üzerindeki nimetlerini, O'nun herşeye güç yetiren ve tüm evrenin tek hakimi olduğunu, herşeyi en güzel ve hayırlı şekliyle yarattığını düşünen her müminin ALLAH (cc)'a olan sevgisi giderek daha da güçlenir.
Rabbimiz'e olan bu güçlü sevgisinden dolayı ALLAH (cc)'ın rızasını herşeyden üstün tutar. Her an, ALLAH (cc)'tan başka korkacak, sakınacak, muhtaç olunacak, boyun eğilecek bir varlık olmadığının bilinciyle hareket eder. Gösterdiği bu ahlak ile, var olan herşeyin tüm ihtiyaçlarını gideren, iç huzuru ve sükunet veren, sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana yardım eden, herkesin yaptıklarının karşılığını eksiksiz olarak veren ve koruyan Rabbimiz'in rızasını kazanmayı umar. Kuran'da ALLAH (cc)'a duyulan sevginin ve O’nun rızasını kazanmanın önemi şöyle bir örnek ile hatırlatılmaktadır:
"Binasının temelini, ALLAH korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? ALLAH, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez." (Tevbe Suresi, 109)
ALLAH (cc)'tan başka kuvvet yoktur. ALLAH (cc) en büyük güç sahibidir. Tüm varlıklar ALLAH (cc)'a boyun eğmiştir. Göklerde ve yerde ne varsa, istese de istemese de ALLAH (cc)'a teslim olmuştur ve O'nun kontrolündedir. Tek bir hücreden milyarlarca galaksiye, insanlardan hayvanlara, dağlardan rüzgarlara kadar tüm varlık alemi ALLAH (cc)’a teslim olmuştur. Bu gerçekleri kavrayan her insanın ALLAH (cc)'a olan sevgisini O’na gönülden şükrederek, üzerindeki nimetlerini anarak, Rabbimiz'in şanını yücelterek karşılık vermesi gerekmektedir.
Kuran’da, sahip olduğumuz herşeyi veren, bizi Yaratan, yaşatan sonra dilediği zaman hayatımıza son verecek olan Rabbimiz'e teslim olup, O'nun istediği gibi bir hayat sürdürmenin, asla kopmayan bir kulba yapışmak gibi sağlam ve doğru bir yol olduğu şöyle bildirilmektedir:
"Kim ihsanda bulunan (biri) olarak yüzünü (kendini) ALLAH'a teslim ederse, artık gerçekten o kopmayan bir kulba yapışmıştır. Bütün işlerin sonu ALLAH'a varır." (Lokman Suresi, 22)
Yorumlar
Yorum Gönder