1980 yılında ben, Hacı baba, bizim rahmetli Toplu Dayı, onun oğlu Mehmet Toplu, Halil Saygı 3 araba peş peşe Medine'ye gidiyoruz. Medine'ye 90-100 kilometre kalmıştı. Arabayı ben kullanıyordum. Bir anda, karşıdan bir ışık, bir nur çıktı, arabanın üzerine doğru geldi. Bir acaiblik oldu aynı ravza-ı mutahhara ve peygamber efendimiz… Ben ağlamaya başladım, hanım ağlıyor, Hacı baba ağlıyor, araba içerisinde hepimiz ağlıyoruz. Arabayı kullanmakta zorluk çekince, rüzgar vursun diye kafamı dışarı çıkardım. Buram buram ravza'nın kokusu geliyordu. Velhasıl yavaş yavaş Medine'ye vardık. Bir gün sonra, imamı Ali efendimizin mescidi'nin yakınlarından bir şeyler alıyorduk. Diğer arabadaki arkadaşlar bana "dün Medine'ye 90-100 km kala arabanın içersine bir nur girdi. Arabadaki herkes o nurun farkına vardı ve hepimiz ağladık" dediler. Peş peşe 3 arabada da aynı olay olmuştu. Bunun hikmeti nedir acaba, Hacı babaya soralım öğrenelim dediler. Hacı babam da abdest almaya gitmişti. Gelince babama anlattım. Bir müjde varsa bize de bildir dedim. "Bir şey yok oğlum" deyince biraz naz ettim. Diğer arkadaşlarda ısrar etti. Hacı baba anlatmaya başladı.
"Zaten, Tebuk'tan Suudi Arabistan'a girdiğimizde evvela orada Pîr Hazretleriyle karşılandık dedi... Medine'ye yaşlaştığımızda, koku geldiği zaman Resulullah (s.a.v.) Hazretleri vardı, Pîr Hazretleri vardı ve diğer tarikatların Pîrleri de oradaydılar. Bana hitaben "Evladım Nâci ne istersin bizden, evladımız kabulümüzsün zaten, başka ne istersin." Dediler bende "Evlatlarımın da evlatlığa kabulünü isterim ya Resulullah." Dedim. "Pekala o da kabulümüz, başka ne istersin." deyince utandım başka şeyler söyleyemedim dedi. Ama o anda da ihvanlarım içimden geçti. "İhvanlarını da, hatta sana saygı, sevgi ve güler yüz gösterip elini sıkanı da evlatlığa kabul ettik." buyurdu. O anda gelen de Resulullah (s.a.v.) in kokusuydu dedi. Aramızda kalsın diye de ekledi.
***
Yorumlar
Yorum Gönder