Mekke'deyiz, yan ımızda rahmetli şeyh Mehmed Rûhi Efendi var. Afyon taraf ından da insanlar gelmiş. 40-50 kişi kadar oluyorduk. Sabah namazını kıldık, işrâkı bekliyoruz. İşrak namazından sonra da tavaf yapılıyordu. O zamanlar Kabe de kum havuzları vardı, Hac ı Mehmed Rûhi Efendi ve hacı baba (Nâci Efendi) ön tarafta idiler. Önlerinde iri yarı b ir zat gördüler, hemen birbirlerine sarıldılar. Sonra Hacı baba, Hacı Mehmed Rûhi Efendi ve diğer ihvanlarda o zat ın elini öptüler. Ben en geride kalm ıştım. Biraz sonra ben de elini öpmek istedim. Çenemden tutarak kaldırdı, "Sen Hacı Nâci efendinin oğlu musun" dedi. Evet efendim dedim, gülmeye başladı "Oğlum babanızın kıymetini biliyor musunuz" dedi ve devam etti. "Oğlum bir zaman gelecek her ş ey ondan sorulacak" dedi. Devamla, "Çok büyük bir zat olacak, şu anda büyük ama daha da büyük olacak" dedi ve ilâve etti. "O zama bize dua etsin" Efendim kimsiniz dedim. "Ben Fatihli Ömer'im" dedi. Ben, uykucu Ömer mi dedim. Gencim, 24 yaşındayım o zaman, a ğzımdan böyle kelam çıkıverdi. Bana sarıldı evet evet dedi. Fatihli Ömer Efendi İstanbul'un o zamanki kutbu idi.
Ondan sonra aynı lafları Irak'ta, Gasül A'zam Pîr Seyyid Abdulkâdir Geylâni Hazretlerinin torunlarından ve Kâdiri Meşayihinin büyüklerinden Ba ğdat'taki Şeyh Seyyid Hüseyin Fevzi Paşa Hazretleride söyledi.
***
Yorumlar
Yorum Gönder