Bu Çocuk Kim?
Bilvânisli Seyyid Muhammed (k.s.) hazretleri zaman zaman oğlu Abdülhakim’i de yanında getirir, onun da Siyânüs Dergâhı ve Medresesi’nden istifade etmesini sağlardı. Seyyid Abdülhakim de o sohbet meclisinin mâneviyatından teneffüs ederdi. Onun henüz üçüncü gelişiydi. Hazret Muhammed Diyâeddin (k.s) hazretlerinin dikkatini çekti. Hazret,
“Bu çocuk kim?” diye sordu. Sûfîler,
“Bilvânisli Seyyid Muhammed’in oğludur. Adı Abdülhakim’dir” dediler. Hazret,
“Bu çocuk, gelecekte büyük bir zat olacaktır” buyurdu.
Gerçekten emareler de bunu gösteriyordu ( gerçektende zamanla zanınının nadir alimlerinden ve velilerinden olmuştur).
Bir kış günü seyyid Abdülhakim (k.s) , Siyânüs Mescidi’nden çıkınca Hazret Muhammed Diyâeddin (k.s) hazretlerinin peşi sıra gitmiş ve şöyle demişti:
“Ey Allahım! Bu kulunun bastığı yere ben de basıyorum. Onun güzel ahlakını, huyunu bana nasip eyle!”
Hazret de onu böyle görünce yanına çağırmış ve kendisine bol bol dua etmişti.
Nitekim Bedîüzzaman Said Nursi (rh.a) hazretleri de Mesnevî-i Nuriye adlı eserinde, Nurşin medreselerini, dergâhını, mescidlerini ve başındaki büyüklerini senâ ederek şu tesbitte bulunuyor.
“Eğer dilersen Nurşin köyündeki Seyda’nın meclisine git, bak!… Orada fakir kıyafetinde melikler, padişahlar ve insan elbiseleri içinde nice meleklerin kudsî bir sohbet meclisi kurduklarını göreceksin. Sonra yine Paris’e git, bak!… Oradakilerin en büyük localarına gir. Göreceksin ki, akrepler insan elbisesi giymişler ve ifritler adam sûretinde görüntü vermektedir!…
Yorumlar
Yorum Gönder