A-B-CÇ-D-E-F-G-H-Iİ-K-L-M-N-OÖ-PR-SŞ-T-UÜ-VYZ
SABRİ : Sabırla ilgili
SACİT : Secde eden
SADRİ : Göğüsle ilgili
SAİM : Oruçlu
SAİT : Mübarek, kutlu - Sevap kazanmış
SAKIP : Delen, delik açan - Çok parlak
SALİH : Elverişli, yararlı - Dinin emirlerine uyan
SALİM : Sağlam - Kusursuz, eksiksiz
SAMET : Çok yüksek, çok ulu - Hiç kimseye ihtiyacı olmayan
SAMİ : Dinleyen, duyan - Yüksek, yüce
SAMİH : Cömert, eli açık
SAMİM : Bir şeyin merkezi, içi
SANBERK : Gücüyle tanınmış.
SANCAR : Kısa kama - Saplar, batırır
SANER : Ünlü tanınmış.
SARA: (İbr.) Ka. 1. Prenses. 2. (Fars.) Hz. İbrahim'in hanımı. 3. Halis, katkısız, temiz
SAREsmi (11)af temiz
SARGIN : Candan, içten
SARP : Çetin, sert
SARP: (Tür.) Er. 1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi zor.
SARPER : Zoru başaran kişi.
SARPER: (Tür.) Er. - Sert, güçlü erkek.
SAVAŞ : Uğraşma,mücadele,kavga - Silahlı mücadele, harp
SEÇKİN : Niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, elit.
SEDAT : Doğru, haklı
SEDEF: (Ar.) Ka. 1. Bazı deniz hayvanlarının (midye, istiridye gibi) sert, beyaz ve parlak kabuğu. 2. Bu kabuktan yapılmış veya süslenmiş eşya.
SEDEN: (Tür.) Ka. - Uyanık, tetikte, gözü açık olan
SELCAN : Coşkun, taşkın
SELÇUK : Güzel konuşan - Türk hükümdarı
SELEN: (Tür.) - Sel gibi coşkun, taşkın kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
SELİKA: (Ar.) - Güzel konuşma ve yazma kabiliyeti. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
SELİM : Sağlam, doğru, kusursuz - Temiz, içten
SELVA: (Ar.) Ka. 1. Bal. 2. Büyük bıldırcın. Tih çölünde bulundukları sürece, israiloğullarına Allah tarafından kudret helvasıyla birlikte, karınlarını doyurmak için gönderilen kuş. 3. (İsp.) Ekvator da sık balta girmemiş orman
SEMA: (Ar.) Ka. 1. İşitme, duyma. Musiki dinleme. 2. Gökyüzü. 3. Felek.
SEMİH : Cömert, eli açık
SEMİN : Çok değerli.
SENA: (Ar.) 1. Övgü ile ilgili. 2. Şimşek parıltısı 3.Şükretme
SERCAN : Sevgili, sevilen
SERDAR : Başkumandan, başbuğ
SERGEN : Raf, vitrin - Tepelerdeki düzlük - Yorgun
SERHAN : Kurt, canavar - Şarkıcıların başı
SERHAT : Sınır - İki devlet arasındaki sınır
SERKAN : Soylu kan, başkan
SERKUT : Mutlu, talihli
SERMET : Ebediyet, sonsuzluk
SERTAÇ : Çok sevilen, sayılan
SERTAÇ: (Fars.) Er. - Baştacı, çok sevilen, sayılan.
SERTAP: (Tür.) Er. - İnatçı, direngen.
SERTUĞ : Baş tacı edilen.
SERVER : Başkan, reis
SEVDE: (Ar.) Ka. Siyah, esmer, esmer güzeli. Mü'minlerin annelerinden birisi Hz. sevde.
SEVİL: (Tür.) Ka. - Her zaman sevilen, beğenilen biri olma temennisi
SEYYIDETUNNISA: Kadınların efendisi.
SEZAİ : Uygun, yaraşan
SEZER : Duyar, hisseder
SEZER: (Tür.) - Duyar, hisseder, anlar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
SEZGİN : Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı
SITKI : İç temizliğiyle, doğrulukla ilgili
SİMAVİ : Yüzle, çehreyle ilgili
SİNAN : Mızrak, süngü gibi silahların sivri ucu
SONER : Son doğan yiğit
SONGUR : Şahin - Ağır, hantal
SORGUN: (Tür.) Er. 1. Bir tür söğüt ağacı. 2. Sıtkı, sert. 3. Çok uzun ve güzel saç.
SOYHAN: (Tür.) Ka. - Han soyundan gelen.
SOYSAL : Uygar
SÖKMEN : Yiğitlere veilen san
SÖMER : Katışıksız güçlü
SUAVİ : Değişmeyen - Kanıtlanmış
SÜHEYL : Kutlu, uğurlu
SÜLEYMAN : Saflık, temizlik
SÜMER : Mübarek, kutlu - Sevap kazanmış
SÜSEN: (Tür.) Ka. - Çiçekleri iri, güzel görünüşlü ve kokulu bir süs bitkisi. Zambak.suresinin 3. ayetinde insanın ahseni takvim üzere yaratıldığı beyan
ŞAFAK : Güneş doğmadan önce ufukta beliren aydınlık
ŞAHAN : Padişahlar, hükümdarlar, tahtlar.
ŞAHİN : Büyük, yırtıcı kuş
ŞANSAL : Niteliklerinle ünlen, tanın
ŞANVER : İyi niteliklerin bilinsin, duyulsun
ŞEHBAL: (Fars.) Ka. - Kuş kanadının en uzun tüyü
ŞEHZADE : Hükümdar oğlu
ŞENER : Mutlu, neşeli
ŞENOL : Her zaman neşeli, mutlu ol
ŞENSOY : Neşeli, mutlu soydan gelen
ŞEREF : İyi ahlak ve fazilet sonucu oluşan manevi yücelik - İyi ün
ŞERİF : Şerefli, kutsal - Soylu, temiz
ŞEVKET : Büyüklük, heybet
ŞEVVAL: (Ar.). - Hicri takvime göre yılın 10. ayı, ilk üç günü şeker bayramıdır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞEYMA: (Ar.) 1. Bedeninde ben veya benzer bir izi olanlar. 2. Hz. Peygamber'in süt kardeşi
ŞÜKRÜ : Şükürle, minnettarlıkla ilgili
SABRİ : Sabırla ilgili
SACİT : Secde eden
SADRİ : Göğüsle ilgili
SAİM : Oruçlu
SAİT : Mübarek, kutlu - Sevap kazanmış
SAKIP : Delen, delik açan - Çok parlak
SALİH : Elverişli, yararlı - Dinin emirlerine uyan
SALİM : Sağlam - Kusursuz, eksiksiz
SAMET : Çok yüksek, çok ulu - Hiç kimseye ihtiyacı olmayan
SAMİ : Dinleyen, duyan - Yüksek, yüce
SAMİH : Cömert, eli açık
SAMİM : Bir şeyin merkezi, içi
SANBERK : Gücüyle tanınmış.
SANCAR : Kısa kama - Saplar, batırır
SANER : Ünlü tanınmış.
SARA: (İbr.) Ka. 1. Prenses. 2. (Fars.) Hz. İbrahim'in hanımı. 3. Halis, katkısız, temiz
SAREsmi (11)af temiz
SARGIN : Candan, içten
SARP : Çetin, sert
SARP: (Tür.) Er. 1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi zor.
SARPER : Zoru başaran kişi.
SARPER: (Tür.) Er. - Sert, güçlü erkek.
SAVAŞ : Uğraşma,mücadele,kavga - Silahlı mücadele, harp
SEÇKİN : Niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, elit.
SEDAT : Doğru, haklı
SEDEF: (Ar.) Ka. 1. Bazı deniz hayvanlarının (midye, istiridye gibi) sert, beyaz ve parlak kabuğu. 2. Bu kabuktan yapılmış veya süslenmiş eşya.
SEDEN: (Tür.) Ka. - Uyanık, tetikte, gözü açık olan
SELCAN : Coşkun, taşkın
SELÇUK : Güzel konuşan - Türk hükümdarı
SELEN: (Tür.) - Sel gibi coşkun, taşkın kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
SELİKA: (Ar.) - Güzel konuşma ve yazma kabiliyeti. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
SELİM : Sağlam, doğru, kusursuz - Temiz, içten
SELVA: (Ar.) Ka. 1. Bal. 2. Büyük bıldırcın. Tih çölünde bulundukları sürece, israiloğullarına Allah tarafından kudret helvasıyla birlikte, karınlarını doyurmak için gönderilen kuş. 3. (İsp.) Ekvator da sık balta girmemiş orman
SEMA: (Ar.) Ka. 1. İşitme, duyma. Musiki dinleme. 2. Gökyüzü. 3. Felek.
SEMİH : Cömert, eli açık
SEMİN : Çok değerli.
SENA: (Ar.) 1. Övgü ile ilgili. 2. Şimşek parıltısı 3.Şükretme
SERCAN : Sevgili, sevilen
SERDAR : Başkumandan, başbuğ
SERGEN : Raf, vitrin - Tepelerdeki düzlük - Yorgun
SERHAN : Kurt, canavar - Şarkıcıların başı
SERHAT : Sınır - İki devlet arasındaki sınır
SERKAN : Soylu kan, başkan
SERKUT : Mutlu, talihli
SERMET : Ebediyet, sonsuzluk
SERTAÇ : Çok sevilen, sayılan
SERTAÇ: (Fars.) Er. - Baştacı, çok sevilen, sayılan.
SERTAP: (Tür.) Er. - İnatçı, direngen.
SERTUĞ : Baş tacı edilen.
SERVER : Başkan, reis
SEVDE: (Ar.) Ka. Siyah, esmer, esmer güzeli. Mü'minlerin annelerinden birisi Hz. sevde.
SEVİL: (Tür.) Ka. - Her zaman sevilen, beğenilen biri olma temennisi
SEYYIDETUNNISA: Kadınların efendisi.
SEZAİ : Uygun, yaraşan
SEZER : Duyar, hisseder
SEZER: (Tür.) - Duyar, hisseder, anlar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
SEZGİN : Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı
SITKI : İç temizliğiyle, doğrulukla ilgili
SİMAVİ : Yüzle, çehreyle ilgili
SİNAN : Mızrak, süngü gibi silahların sivri ucu
SONER : Son doğan yiğit
SONGUR : Şahin - Ağır, hantal
SORGUN: (Tür.) Er. 1. Bir tür söğüt ağacı. 2. Sıtkı, sert. 3. Çok uzun ve güzel saç.
SOYHAN: (Tür.) Ka. - Han soyundan gelen.
SOYSAL : Uygar
SÖKMEN : Yiğitlere veilen san
SÖMER : Katışıksız güçlü
SUAVİ : Değişmeyen - Kanıtlanmış
SÜHEYL : Kutlu, uğurlu
SÜLEYMAN : Saflık, temizlik
SÜMER : Mübarek, kutlu - Sevap kazanmış
SÜSEN: (Tür.) Ka. - Çiçekleri iri, güzel görünüşlü ve kokulu bir süs bitkisi. Zambak.suresinin 3. ayetinde insanın ahseni takvim üzere yaratıldığı beyan
ŞAFAK : Güneş doğmadan önce ufukta beliren aydınlık
ŞAHAN : Padişahlar, hükümdarlar, tahtlar.
ŞAHİN : Büyük, yırtıcı kuş
ŞANSAL : Niteliklerinle ünlen, tanın
ŞANVER : İyi niteliklerin bilinsin, duyulsun
ŞEHBAL: (Fars.) Ka. - Kuş kanadının en uzun tüyü
ŞEHZADE : Hükümdar oğlu
ŞENER : Mutlu, neşeli
ŞENOL : Her zaman neşeli, mutlu ol
ŞENSOY : Neşeli, mutlu soydan gelen
ŞEREF : İyi ahlak ve fazilet sonucu oluşan manevi yücelik - İyi ün
ŞERİF : Şerefli, kutsal - Soylu, temiz
ŞEVKET : Büyüklük, heybet
ŞEVVAL: (Ar.). - Hicri takvime göre yılın 10. ayı, ilk üç günü şeker bayramıdır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞEYMA: (Ar.) 1. Bedeninde ben veya benzer bir izi olanlar. 2. Hz. Peygamber'in süt kardeşi
ŞÜKRÜ : Şükürle, minnettarlıkla ilgili